sıkı

sıkı
"1. tight; firm. 2. tightly. 3. close (weave). 4. closely (woven). 5. strict, strictly observed or enforced. 6. stingy. 7. wad (for a muzzle-loader). 8. strong, heavy (wind or blow with the fist). 9. numerous and pressing (jobs). 10. slang first-rate, great, very good. -ysa vulg. If you think you can do it, ...!/If he thinks he can do it, ...! - basmak to use one´s authority, insist on having one´s way. - çalışmak to work hard. - durmak to be brave or firm; to act bravely or firmly; to stand one´s ground. - esmek to blow a gale. - fıkı 1. intimate (friend). 2. on intimate terms, palsy-walsy. -ya gelmek to get in a predicament, get in a tight spot. -yı görünce when things get rough. -da kalmak to be in a jam, be in a tight spot. -ya koymak /ı/ to put great pressure on (someone). - sıkıya 1. very tightly. 2. well, in a thoroughgoing fashion. - tutmak /ı/ 1. to hold (something, someone) tightly. 2. to do (a job) with scrupulous care. -yı yemek to get a scolding."

Saja Türkçe - İngilizce Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать реферат

Look at other dictionaries:

  • siki — {{/stl 13}}{{stl 8}}rz. nmos, blp, D. sikików, pot. {{/stl 8}}{{stl 20}} {{/stl 20}}{{stl 12}}1. {{/stl 12}}{{stl 7}} mocz :Wynieść nocnik, basen z sikami. {{/stl 7}}{{stl 20}} {{/stl 20}}{{stl 12}}2. {{/stl 12}}{{stl 7}} słaba herbata : {{/stl… …   Langenscheidt Polski wyjaśnień

  • sıkı — sf. 1) Dar Sıkı bir kemer. 2) İyice sıkıştırılmış, doldurulmuş, tıkız, gevşek olmayan Sıkı bir denk. 3) Zorlu, güçlü ve etkili En sıkı ve katı bir merkeziyet sistemi, bugün diğer faaliyet merkezlerini bloke edebilir. B. Felek 4) Dikkatli, titiz… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • siki — pot. Siki świętej (panny) Weroniki «o słabej herbacie»: (...) co to za siki świętej Weroniki, dolej jeszcze esencji, nie żałuj. Roz bezp 1999 …   Słownik frazeologiczny

  • šiki bizdi — šikì bizdì interj., šìki bìzdi žr. šiku bizdu. ◊ šikì bizdì mìltai (mìltų) Rm 1. apie skubotą, prastą darbą: Nieko iš tavo darbo neišeis – šikì bizdì mìltai Slm. 2. apie subruzdimą, susirūpinimą: Ateis kas nors – ir bus šìki bìzdi… …   Dictionary of the Lithuanian Language

  • sıkı sıkı — sf. İyice Daima sıkı sıkı kapalı demir kepenkler işlerini göremez hâle geliyorlardı. T. Buğra …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıkı sıkıya — zf. 1) Çok sıkı olarak, sımsıkı Bekçiyi sıkı sıkıya bağlayarak ötede hendeğin içine bıraktılar. M. Ş. Esendal 2) İyice Biçimler sonsuz ve ölümsüzdür ama maddeye sıkı sıkıya bağlıdırlar. A. Erhat …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıkı fıkılık — is., ğı Sıkı fıkı olma durumu Devlet ileri gelenleriyle hoş geçinmek alışkanlığında olduğundan sıkı fıkılık politikası güdermiş. S. Birsel …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıkı ağızlı — sf. Gizli kalması gereken şeyleri başkasına söylemeyen, sır tutabilen, ketum Bir şey var ana ama sen babamdan daha sıkı ağızlısın, ölsen söylemezsin. Y. Kemal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıkı fıkı — sf. 1) Birbiriyle çok samimi Bu arada birçok bakan, senatör ve milletvekiliyle de sıkı fıkı dostluk kurmuştu. H. Taner 2) zf. Çok samimi bir biçimde …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıkı tutmak — 1) önem vermek İşini sıkı tut. 2) sürekli olarak denetlemek, kontrol altında bulundurmak 3) bir işte disiplinli olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • siki — blp, D. sikików wulg. «mocz» …   Słownik języka polskiego

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”